Konu başlığımız hiç beklemediğimiz anda birilerinin hayatımıza girmesi, hatta bir anda hayatımızı kaplaması, bizim bu durum karşısındaki şaşkınlığımız :)
Hep denir ya, hiç beklemediğin anda gelir sevdiklerin diye. Gerçekten öyle. Bazen bu gelişlere önce karşı çıkarız. Ops, sen kimsin? Kolay mı öyle hayatına girmek birinin? İşte sen istediğin kadar karşı çık, bu belki kendini koruma amaçlı olur belki olayları yönetemediğin için karşı çıkma olur, bir bakıyorsun, elinde olmadan gelişiyor olaylar, hayatının içine giriyor işte.
Benim kedişim "Minör" hayatıma girdikten sonra kendimi bu süreçten geçerken şaşırarak izledim.
Annem aradı, bir kedi varmış, sahibi artık bakmamaya karar vermiş, evlendiği kız "ya kedi ya ben" demiş. Annem de kediyi çok sevmiş, kızıma yollayalım demiş. İşte hikayem burada başlıyor. Beni tanıyan bilir hayvansever biriyim ben. Annem aradı olayı anlattı, üzülerek dinledim, "şimdi otobüse verdim sana geliyor" diyene kadar gayet normal bir konuşmaydı. Sonra bir gerildim.
-Bana mı geliyordu?
-Bir dakika, bir dakika, hayatıma giriyordu hiç sormamıştı gelebilir miyim diye?
-Ben tek yaşıyorum evde olmuyorum çoğu zaman, e nasıl olacaktı?
-Hem eve geliyordu, benim evime. Orası benim evimdi!
-Nasıl bir kediydi ki? Kimdi bu kedi? Perdelerimi aşağı mı indirirdi, ne bileyim gelir beni uyandırır mıydı, vazoları mı kırardı?
Bu kadar soru arasında kendimi durdurdum, dur Cansu, o küçük bir kediydi, evsiz kalmıştı, tabii ki evimi açacaktım. E peki n'apıcaktım şimdi? Evi bir toparlayayım, kedi geliyor...
-Ne sever acaba?
-Camdan dışarı bakar diye biliyorum, bir kaç sehpa koyayım şuraya. Peki koydum, başka?
-Ya bir de sevmezse evimi?
-Beni sever miydi ki?
Bu sorulardan sonra da bir sevilmeme telaşı kapladı beni. Sonra yakın arkadaşım Burcu ile kediyi karşılamaya otogara gittik. Hanfendi taşıma çantasının içinde miyavlıyordu, sesi ne güzeldi öyle, çirkin değildi. Baktım güzel bir kedişe benziyor ama direkt Burcu'ya verdim. Ben diğer eşyalarını alayım sen al kediyi dedim. Şaka maka gelmişti işte!
-Sevecek miydi acaba...
Eve getirdik, ben kumunu koydum, Burcu açtı taşıma çantasının kapısını, çıktı, gri sarı gözlü peluş gibi bir şeydi. Tek tek odaları gezerken hep korkarak baktım, acaba sevmiş miydi evi? Mırnav mırnav bir o odaya bir bu odaya gitti, tüm odaları gezdi bizim minik. Burcu sevdi sevdi dedi ama ben korkuyordum.
- Ya bir de sevmemişse, mutsuz olursa benimle?
Kucağıma alamadım, o da kendi kendine takıldı zaten. Yatmaya gittim, orası benim yatak odamdı, özel alanım, kapattım kapıyı, sabaha karşı ince bir miyav sesi duydum kapının önünde. İçeri girmek istiyordu... Ben niye bu kadar karşı koyuyordum? Çok tatlı hem bu kediş, özel alanım olabilir burası, ama yalnızlığımı paylaşmak istiyordur belki, niye kapatmıştım kapıyı? Açtım, çok tatlı bana baktı. Geri gittim yattım. Geldi ayak ucuma hiç rahatsız etmeden yattı. Mırr mırr ses geliyordu... Ne kadar masumdu, beni rahatsız etmemek için en kenara yatmıştı... O an aklıma geldi. Kim bilir ne çekmişti, ne kadar yalnız kalmıştı? Güzel kız... Kızçem mi oldu şimdi benim? Yok canım, ev arkadaşım işte. Gün geçtikçe tanıdık birbirimizi, şimdi ne mi diyorum? Kızçem o benim tabii :)
Yaşadığım bu olaya bakıp kendimi analiz edince, görüyorum ki, birini hayatıma alırken çok sorguluyorum. Bunu niye yapıyorum diye baktığımda, yönetemediğim bir olay olması plansız olması olarak görüyorum. Mantık olarak bakıyorum çünkü, kimdir nedir, huyu suyu nedir bilmiyorum. Hem hayatımın sahibi benim, sen kimsin de müdahale ediyorsun? İç sorularım çok sert :) Sonra bir bakıyorum, benim karşı koyabileceğim bir şey değil ki... Hayatına girecek olan giriyor evet. Bu tamamen karşındakine bağlı bence. Sevilmeyecek adamı zaten bütün o iç sorularına cevap olarak pozitif döner sokmazsın. Ama sevdiysen ilk görüşte, o sorular vız geliyor tırıs gidiyor, izliyorsun hayatına girişini. Gerçekten izliyorsun :) Sonra benim yukarıda anlattığım gibi kaybeder miyim, beni sevmez mi duyguları kaplıyor içini...
Şimdi dışarıda yağmur yağıyor, ben blog yazıyorum, kediş yanı başımda uyukluyor... Onsuz hayat içime sinmiyor artık...(Güzel bir şarkı geldi aklıma böyle diyince, paylaşayım onu da sizlerle, Leman Sam- İçime sinmiyor...)
Diliyorum ki, hayatımıza giren her kişi böyle huzur getirsin... Hoş gelsin..
Not: Minör'le artık sarmaş dolaş yatıyoruz, yorganımın ortasına yatıyor, bana küçücük yer kalıyor, evin sahibi o oldu hatta benim de sahibim oldu, iyi mi? :)
Birilerini hayatına dahil ederken benim kadar sorgulayan biri daha yoktur heralde diyordum ama anlaşılan çok da yalnız değilmişim Cansucum:) Eline yüreğine sağlık arkadaşım:)
YanıtlaSilYaa, sorma Gökçen'im, ne olacak bu halimiz :) Ben bir de farkında değildim bunun. Çok ciddi Minör'le fark ettim her şeyi. Kesinlikle yalnız değilsin :) Teşekkürler yorumun için canım arkadaşımm!
SilYazılarının devamını bekliyorum artık :) Kore'den kocaman sevgiler!
Silscotish fold mu o
YanıtlaSilEvet doğru.
Sil